Son dakika… Erdoğan’dan mutabakata ilişkin ilk yorum: Kazanan Suriye olacak


Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu'nda düzenlenen Filistinlilerle Kardeşlik İftarı'na katıldı.
Burada konuşan Erdoğan, milletin ve Filistin halkının Ramazan-ı Şerif'ini tebrik etti. Gazze, Kudüs ve Batı Şeria'dakiler başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında hayata tutunan Filistin'in yiğit evlatlarını selamlayan Erdoğan, tüm şehitleri, Filistin'in yürekli evlatlarını rahmetle, minnetle ve şükranla yad etti.
Erdoğan, Bakara Suresi'nin 154. ayetini hatırlatarak, "Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz bilemezsiniz.' Evet bedenen aramızdan ayrılmış olsalar bile şehitlerimizin ölmediklerine inanıyor, bu ilahi müjdeye tüm kalbimizle iman ediyoruz. Gazze'de ve Batı Şeria'da vatanları, namusları, özgürlükleri için toprağa düşen tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Aynı şekilde baş koydukları mukaddes yolda mücadele ederken gazilik mertebesine erişen kardeşlerimize de sağlıklı ömürler diliyorum." diye konuştu.
Necip Fazıl Kısakürek'in orucu maddi ve manevi sayısız nimetin kaynağı olarak tarif ettiğini dile getiren Erdoğan, tutulan oruçların, yapılan hayır ve ibadetlerin, edilen duaların maddi ve manevi nimetleri artırmasını, hayatlara feyiz ve bereket katmasını temenni etti.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, büyük bir trajedinin, son asrın en barbar soykırımlarından birinin mağdurlarını misafir ettiklerini belirterek, Gazze'nin vakur olduğu kadar yüreği yaralı evlatlarını milletin evinde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.
"İsrail'in 471 gün boyunca Gazze'de gerçekleştirdiği katliamlar, insanlık tarihine bir utanç lekesi olarak kazınmıştır." diyen Erdoğan, soykırım şebekesinin saldırıları sonucunda çoğu çocuk ve kadın 61 binin üzerinde kişinin şehit olduğunu, 200'ün üzerinde basın mensubunun katledildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşta bile dokunulmaması gereken 330'dan fazla sağlık görevlisinin bilinçli bir şekilde öldürüldüğünü dile getirerek, "Ağzı süt kokan bebekleri, analarının öpmeye doyamadığı masum yavruları katletmekten sadistçe bir keyif alan bir cinnet haline kimi zaman öfkeyle kimi zaman mahcubiyetle bütün dünya gibi biz de 471 gün süresince maruz kaldık." dedi.
Al kanlarıyla toprağı sulayan şehitlerden bir tanesinin de henüz üç yaşındaki Rim isimli çocuk olduğunu hatırlatan Erdoğan, Halid Nebhan Ebu Diya'nın Rim'in gözlerinin içini öperek "Sen ruhumun ruhusun" sözleriyle torununu toprağa verdiğini hatırlattı.
Ebu Diya'nın da geçen yıl aralıkta İsrail saldırısında şehit düştüğünü anımsatan Erdoğan, nice dedenin torunsuz, nice torun dedesiz, nice çocuğun annesiz ve babasız kaldığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ebu Diya nasıl torunu Rim'i ruhunun ruhu olarak gördüyse, onu nasıl sevgiyle, şefkatle, merhametle bağrına bastıysa biz de Filistin'i daima ruhumuzun ruhu olarak gördük. Filistinli kardeşlerimizi canımızın canı olarak bildik. Dört asır boyunca aynı çatı altında kader birliği yaptığımız Filistinli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Kudüs'ten Hayfa'ya, Safed'ten Yafa'ya, Nablus'tan Akka'ya, Kenan ilinin her bir köşesinde ortak tarihimizin, dostluğumuzun, dayanışmamızın, kardeşliğimizin izleri vardır.
Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla bizim gönül birliğimiz Filistin'in caddelerine, sokaklarına, camilerine, hanlarına, çarşılarına, çeşmelerine nakledilmiştir. Bakınız Mescid-i Aksa'nın Babil Silsile Kapısı'ndan çıkıp dosdoğru ilerlediğinizde sahada göreceğiniz ilk caddenin adı el-Hakkari'dir. Bu cadde ismini Selahaddin Eyyubi'nin komutasında Kudüs'ün fethine katılan ve fetihten sonra buraya yerleşen Hakkarili süvarilerden almıştır. Bugün Yafa'nın tam ortasında tüm ihtişamı ile yükselen Osmanlı Hükümet Sarayı ve daha pek çok eser Filistin'le aramızdaki ortak geçmişin vücut bulmuş sembolleridir. Filistin topraklarının tamamında hemen her bir metrekaresinde ezeli ve ebedi kardeşliğimizin nişaneleri, mühürleri vardır."
Erdoğan, 9 Aralık 1917'de son Osmanlı taburunun Kudüs'ten ayrılırken Mescid-i Aksa'yı muhafaza etmek üzere bazı artçı birlikler bıraktığını söyledi.
Bunlardan birinin de sekizinci bölükten Iğdırlı Hasan Onbaşı olduğunu anlatan Erdoğan, Hasan Onbaşı'nın, Mescid-i Aksa nöbetini yarım asır boyunca terk etmediğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Iğdırlı Hasan Onbaşı'nın nöbetini aynı adanmışlık, aynı sabır, aynı imanla bugün biz sürdürüyoruz. Türk milleti olarak Kudüs nöbetimiz, Filistin nöbetimiz halen devam ediyor. İşte bu ruhla Siyonist rejimin 471 gün süren işgal ve soykırım politikası karşısında Gazzeli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Saldırıların başladığı 7 Ekim'den itibaren akan kanı durdurmak amacıyla tüm imkanlarımızı seferber ettik. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere yer aldığımız tüm uluslararası platformlarda Filistinli mazlumların sesi olduk. Haksızlıkları dile getirdik. Mevcutlara ilave olarak dokuz ülkenin daha Filistin'i tanımasına katkı sunduk. Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararı aldık. Gazze'ye yaklaşık 100 bin ton insani yardım malzemesi ulaştırdık. İsrail'le olan ticari işlemleri tamamen durdurarak toplam 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfınazar ettik."
Bu habere emoji ile tepki verHaber Kaynak : SOZCU.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."